Usta Oyuncu Emin Olcay Açıklaması
Usta oyuncu Emin Olcay, Kurtlar Vadisi dizisinde canlandırdığı ‘Ömer Baba’ karakterinin toplum üzerinde önemli bir görevi olduğunu vurgulayarak, hak ettiği ölçüde örnek alınmadığından şikayet etti.
Olcay, “Dışarıda gençlerimiz siyah elbiseler içerisinde yürüyüşlerini değiştirerek, Kurtlar Vadisi’ndeki tiplemeleri oynamaya çalışıyorlar. Peki, niye kimse ‘Ömer Baba’yı taklit etmiyor? Çünkü zor, çünkü o doğru adam. O olması gereken adam. Okuması lazım, bir takım şeylerden vazgeçmiş olması lazım. Ama gençlerimiz bunu yapmıyor, kolaya gidiyor” serzenişinde bulundu.
1964’te Devlet Tiyatrolarıyla sanat hayatına başlayan usta oyuncu Emin Olcay, meslek hayatının elli yılını, Kurtlar Vadisi’ndeki “Ömer Baba” rolünü ve oyunculuğa dair önemli anılarını Maltepe’de yeni açtığı ‘Sanat Atölyesi’nde İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine anlattı. Olcay, Kurtlar Vadisi’ndeki ‘Ömer Baba’yı önemsediğini belirterek iki sene önce, canlandırdığı karakterin günlük hayattaki gibi konuşmaya başladığını görünce diziden ayrılmak istediği itirafında bulundu. Olcay, yaşadıklarını şöyle anlattı:
“İki sene önce diziden ayrılmak istedim. Çünkü ‘Ömer Baba’ eski laflarını etmemeye başladı. Bende gittim senaristlere, beni günlük hayattaki gibi konuşturacaksanız ‘evet, hayır, olmaz, çık, gel’ şeklinde olacaksa benim burada ne işim var, dedim. Bu işte ‘Ömer Baba’ olarak ne işim var? Ömer Baba görevini yapmıyorsam, burada durmamın bir anlamı yok, dedim. Daha sonra toplandık bir konuşma yaptık ve Ömer Baba eski konuşmalarına devam etmeye başladı.”
“DIŞARIDA BEN EMİN OLCAY’IM”
“Size ‘Ömer Baba’ olarak hitap etmelerini nasıl karşılıyorsunuz?” sorusuna usta oyuncu Olcay, şöyle cevap verdi: “Beni rahatsız ediyor. Ailemin bana vermiş olduğu bir isim var ve ben onu şerefle taşımaya çalışıyorum. Dışarıda ben Emin Olcay’ım. Eğer bana dışarıda ‘Ömer Baba’ diyen olursa ona şunu söylüyorum; sen hala televizyonla yaşıyorsun. Kurtlar Vadisi bitti, diyelim o zaman ben ölecek miyim? Allah ömür verirse Emin Olcay yaşayacak.”
Emin Olcay ile canlandırdığı ‘Ömer Baba’ karakteri arasındaki farklar ve benzerliklere de değinen Olcay, “Ömer Baba gerçekten ulaşılması zor bir tip. Bizde o kadar sabır yok, bizde o kadar hoşgörü yok. Onun gibi olmaya çalışıyorum, diyelim. İnsanız, hatalarımız çok. O ne sabırdır? O ne insanlara saygıdır? O ne güzelliklerdir? Ağzından çıkan her kelimenin bambaşka bir değeri var.” dedi. Tasavvuf ile ilgilendiğini ve çok sevdiği bir konu olduğunun altını çizen Olcay, sözlerine şöyle devam etti: “Mesneviyi okudum, Yunus Emre’yi hiç elimden düşürmüyorum. Hatta önümüzdeki ay rahmetli Sönmez Atasoy’un yazdığı ‘Bizim Yunus’ diye tek kişilik bir oyun oynayacağım. Bunun dışında Nasrettin Hoca çok önemli bir evliyadır benim için. Bunu araştırdıkça daha fazla gördüm. Nasrettin Hocanın söylediği her sözün altında bir hikmet yatıyor. Tasavvuf ile bu şekilde ilgileniyorum ama tasavvuf erbabı değilim asla olamam çok zor. Elimden geldiğince ilgilenmeye çalışıyorum.”
“BEN BİR OYUNCUYUM”
İnsanların ‘Ömer Baba’ya çok büyük bir saygı ve sevgiyle baktıklarını belirten Olcay, “Ben bunu her yerde duyuyorum, her yerde görüyorum ama beni rahatsız eden konular da var.” diyerek şunları kaydetti: “Ben bir oyuncuyum. Bunu bir türlü anlatamıyorum. Bizim insanımız televizyonda gördüğü tipin dışarıda da aynı olduğunu zannediyor. Mesela ‘Deli Yürek’ dizisinde hortumcu bankacı rolünde oynadım. Ben o zaman hortumcu mu oluyorum? Bunu düşünmek ne kadar kötü bir şey. Beni dışarıda görüp ‘Çocuklarıma nazar değdi okur musun?’ diyenler var ama ben bir oyuncuyum. Ben üzerime düşen görevi en iyi şekilde yerine getirmeye çalışıyorum ve Ömer babanın çok büyük bir görev yaptığının farkında olduğum içinde çok titiz davranıyorum. Ama ben dışarıda Ömer baba olamam. Çok üstte bir adam çünkü. Doğruluğuyla, dürüstlüğüyle, adaletiyle, verdiği mesajlarla müthiş bir adam. Her ne kadar o olmaya çalışsam da olamam. Allah nasip eder inşallah olmayı.”
SANAT BU YÜZDEN GÜZEL
Aile hayatına da değinen Olcay, Maltepe’de yeni açtığı ‘Sanat Atölyesi’nin hikayesini şöyle anlattı: “Benim eşim ve çocuklarımda benim gibi sanatçı. Biz böyle sanatçı bir aileyiz ve bir potansiyelimiz var. Bu potansiyeli değerlendirmemiz lazım, diye düşündük. Aynı zamanda ellinci sanat yılımızı da böyle kutlayalım istedik eşimle beraber ve böyle bir mekan açmaya karar verdik. Esasında iki senedir yer arıyorduk ve Maltepe’de böyle bir mekan bulduk ve çok titiz davranarak güzel bir sanat atölyesi haline getirmeye uğraştık. Açılış yaptığımız gün bir taraftan keman sesi, bir taraftan ney sesi, diğer taraftan piyano sesi geliyordu ve dört aylık yorgunluğum bir saatte yok oldu gitti ve yerini huzura bıraktı. Sanat işte bu yüzden güzel”. – İSTANBUL
Facebook Hesabınızla Yorum Yapabilirsiniz
YORUMLAR